01 Ocak, 2016

Açlık Oruçları

Görsel alıntıdır.
Bir deneyim yazısı da benden olsun istedim. Günlük hayatta herkese anlattığım şeyi neden internette bilgi arayan insanlara sunmayayım ki? Uzun bir yazı olabilir hazırlıklı olunuz :)
Kimi  cahilce kimi cesur buluyor böylesi deneyim yazılarını. Benimki öyle ağır bir program değil. Üstelik bir hekim desteğiyle gerçekleştirdiğim için bünyeme zarar vermediğimi dünüyorum. Hekimim aynı zamanda Sağlık Bakanlığı'nda da hekim olarak hizmet veriyor çünkü. Her iki koldan da kontrol altındayım yani :) Artık bunun üzerine konuya geçebilirim.
Bu yazıyı yazarken "ben yaptım, oldu" demekten ziyade yapacaklara, tereddütü olanlara destek verme amacını güdüyorum.
Beni tanıyan görenler bilirler ki, tipik “diyet” dediğimiz olaya ihtiyacım yok. Ama dertlerim de çok. En basiti kilo alamamak. Geçen sene alternatif bir arkadaşım vardı: "başka bir arkadaş mümkün" kavramı da uyar ona  yani farklıydı herkes gibi değildi :) İlk tanıştığımız gün "Oruçluyum" demişti iftara çok az kaldığını söyleyip yandaki lokantada yemek teklif etmiştim. “Hayır” dedi, “iftar etmeyeceğim. Bu açlık orucu…”
İşte o andan sonraydı açlık orucu, Aidin Salih, Mehmet Ali Bulut vs. okumalarım. Bu isimleri küçük görenler de olabilir elbet. Bunların dışında Canan Karatay, Kemal Özer, Ahmet Aydın kitapları, yüzlerce blog sayfası, dosya, facebook paylaşımı okudum, çeşitli gruplar buldum. Neden çoğu çevrimiçi kaynak? Çünkü araştırdığım konuların birçoğunun Türkiye’de basılmış bir kitabı yok henüz. Hem en güncel veriler araştırmalar da internetten duyuruluyor. En yakın kitap olarak Natasha Campbell’ın GAPS diyeti kitabı söylenebilir. O da henüz elimde yok. Kitabı alınca ona ayrı ve özel bir yer vereceğimi belirtmeden geçmeyeyim.
Gelelim bana. Mehmet Ali Bulut "Can Boğazdan Çıkar" kitabıyla başladım. Arkadaşım hiçbir isim vermemişti bana. Bilgiyi bana buldurdu resmen ilmek ilmek. O anlatsa karşı çıkardım muhtemelen. Arkadaşın iyisi tarzından belli olur :) Kitabın önsözünde Aidin Salih ismini gördüm. Nette aradım kitabını olduğunu gördüm. İçinde ne olduğunu bilmediğim kitap 40 tlye satılıyordu almaya cesaret edemedim. Arkadaşın kütüphanesinde görünce ödünç alayım dedim. Şok: VERMEDİ :)) "Her an lazım olabilecek bir kitap", "Ama göz at" dedi. Baktım ve eve gidip sipariş verdim. En azından bitkisel ilaçlar vardı içinde onlara değerdi.
Kitap geldi. Herhalde 450 sf kadar olan kitabı 2 haftada bitirdim üstelik bir çocuğun wc alışkanlığının başladığı, diğerinin 2 aylık olup sürekli ağladığı süreçte. İlk açlığımı yapmaya karar vermiştim. Ne olabilirdi ki? Çok da güzel motive olmuştum kitap içindeki hikayelerle. Magnezyum sülfat alındı, katı meyve sıkacağı vs. Zaten evde değişim de başlamıştı o dönem. Mayalar, sirkeler yapılıyor; temizlik malzemesi deneniyordu sıklıkla. Evet, bir gece 19.00'da niyet ettim ve başladım.


1 günlük yahut 36 saatlik oruç dediğimiz oruç örneğin Pazar akşamından başlar, Salı sabah biter. Pazartesi günü kaza orucumu tutacaktım hamilelikten yadigar kalanları. Sonra devam edecektim biraz daha. Akşam 18'de yemeği bitirdim. 19'da niyet ettim ve 23'te magnezyum sülfat namı diğer İngiliz tuzunun içerek yattım. Allahım, hayatımın en kötü gecelerinden biri idi. Magnezyum sülfat aşırı derecede bulantı yaptı. O bulantıyla kusmamak için uyumaya çalıştım. Uyuyamadım, kusmak da istemedim ama çok kötüydüm. Elim ayağım titriyor, midem bulanıyor, kolumu dahi kaldıramıyordum. Eşim "Boz" dedi inat ettim. Lakin sabaha kadar ona eziyet oldu. Bebeğimi bile emzirirken tutamıyordum o kadar kötüydü. Saat 3 sularıydı sanki istifra ettim sadece su çıktı haliyle içimden :) 6 bardak su içmiştim yemek sonrası. Süte birşey olmasın diye. Çünkü bebek 4.5 aylıktı. Daha sonra doktorumla görüştüğümde MgS(Magnezyum sülfat)'ın yemekten 5-6 saat sonra içilmesinin iyi olduğunu, mümkünse bundan sonra sahurda içip yatmam gerektiğini söyledi. Artık öyle yapıyorum ve o günden sonra öylesi bir durum yaşanmadı. Ertesi güne gelince. Evet 36 saatlik bitti ama ben de bittim. Bütün gün aşırı yorucu geçen gecenin ardından koltukta yatakta yığılı yattım. Gece de gündüzden uykuyu toparladığım için uykum kaçtı. O bitkinlikle sabahı sabah ettim yani. Velhasıl bir daha düşünemeyecek kadar kötüydü benim için :)
İnternet hep olumlu hikayelerle dolu, benimki de böyle kötü başlayan bir hikaye. Allah hayırlı sona erdirsin temennim o. Arkadaşım bu arada araştırmış hekim bulmuş ve muayene olmuştu. Migreni, göz kayması ve bilumum rahatsızlıkları Allah'ın izniyle tek tek şifa buluyordu. Biz de iki bebek bir anne olarak randevu aldık ve hekime gittik. Neler konuştuğumuzu başka bir zaman anlatırım nasıl muayene olduğumu vs.
Reçete hazırlandı gittik 20 tane 1 günlük, 10 tane 3 günlük açlık daha da birsürü şey olduğunu okuyunca rafa kalktı bir müddet reçete. Cesaret edemedim çünkü. Sonra yine dayanamayıp hikayeleri, doktorun anlattıklarını düşündüm, okudum, dinledim. Yaşadığımın bir iyileşme krizi olabileceğine belki en kötüsünü o zaman atlattığıma kanaat getirdim. Hani toksin yüzeydeyse ilk açlıklar , derindeyse sonkiler ağır geçermiş. Benimki bitmişti belki de. Ve yine bir cesaret geldi. Aradan 2 ay geçmiş bu süre zarfında bebek 6.5 aylık..
Eşimin evde olduğu günleri tercih ediyorum. Cuma akşam başlayıp Pazar sabah bitiriyorum. Cumartesi en yoğun günüm oluyor pazar-market vs. O gün zorlanmıyorum ama Pazar günü çok aşırı bitkin olup bir lokma ısırık almak için deli divaneye dönüyorum. Gecelerim yine zorlu ama hiç değilse son 3 saate kadar kendim emzirebiliyorum. Sonrasında yardıma ihtiyaç duyuyorum. Eşim çok anlayış gösterdi kendi hiç ilgi duymamasına rağmen. Hatta o bile deneyecekti de ilk seferim nasıl korkunç geçmişse adamın gözü korktu :)
İkinci açlığımın peşinden benden kanama söküldü iki günlük. Ne idi ne değildi anlamadık. 10 günlük açlığın 5-7. günü böyle bir şeyin olabileceğinden bahsediliyordu kitapta. İlk yaptığımda da ortaya çıkan semptomlar 3-4. günü semptomlarına benziyordu. Bu olayı bende yağ olmadığı için vücudun direkt toksinleri atmaya çalışması olarak yorumladım. İnşaAllah da öyle olmuştur.
Sonra da uzun süre ara verdim. Ta ki miniğim havale geçirene kadar. Doktor hanım hastanede yattığımız sürede benim açlık yapmamı bebeğe benden bu sayede bağışıklık ile ilgili şeylerin geçeceğini söyledi. Yapamadım. Üç gün-gece boyunca kolunda serumlu bebeği yatak üstünde tutmaya çalışmak çok yorucu idi. Eve gelince de tam yapamadım ama hiç değilse günde bir öğün pişmiş yemeğe indirgedim kendimi. Listedekine benzer bir beslenme tarzı güttüm. Yaz olduğu için bol karpuz, semizotu, vişne, kiraz, incir, üzüm ile günler geçirdim akşama dek. Bana da iyi geldi bu kür. Kan değerlerim 4 ay önce 10 iken 12'nin de üstüne çıktı. Bu arada her ay hacamat ve sülük uygulaması yaptırmama ve kan kaybetmeme rağmen. Hele limonlu suyumu hiç bırakmadım. Geçen sene Aralık gibi başlamıştım. Bir senedir neredeyse her sabah içtim diyebilirim. Gittiğim evlerde limon yoktur diye bir kilo limon alıp gidiyordum yatılı misafirliğe düşünün :)
Bu süreçte neler oldu? Böbreklerim kolay kolay ağrımadı. yemekler arası en az 2 saati buldurmaya çalıştım. Su içmeye ve kaliteli tüketmeye özen gösterdim.  Hatta son 4 senedir Ramazanda hamile/lohusa olan ben borçları 100 günden sayıp kazaları tutmaya bile başladım. Bu sene de oruçtan sadece 10 gün fire verdim o kadar uzun yaz günü olmasına rağmen. Bunlar bile benim kendimce iyileşme emarelerim. İnandığın için öyle oldu diyen çıkabilir. Olsun, inancın bugüne kadar kime zararı olmuş ki? İhlaslı bir şekilde inanarak yapılan herşey insana sonuç getirir zaten.

Bu arada doktor hanımın "Zorlanıyorsa orucu tutmasın" dediği bir dönem vardı. Bir oruç sonrası gözüm aşırı derecede şişmişti inanılmaz bir şekilde. Susuz değildim ama oldu işte. Bir hafta kadar da sürdü, belki de ilk gün akşamı yediğim salatada tuzu abarttım bilemiyorum. İlk açlıklarda da sabah greyfurt suyunu içince boğazım şişer saatlerce daralır istesem de ağzımı açıp birşey ısıramazdım. Bademciklerim kalkan gibi kabarırdı, hayatımda bademcik şişmesi nedir hatırlamayan ben şiş bademlerle 2 saat gezerdim. Sonra geldikleri gibi giderdi bademcikler. Onlarda da vardır bir hikmet. Artık öyle olmuyor çünkü.
Peki şimdiki oruçlarım nasıl?  Şimdi de çok kolay geçmiyor. El-ayak titremesi oluyor ama bir püf noktası buldum Elhamdulillah. Gece daraldığım yerde soğuğa yakın ılık bir duş alıyorum hızlıca. Bu sefer çok değerli bir arkadaşımın tavsiyesi ile daha titreme başlamadan duşa girip çıkınca da kantaron-nane yağlarını karıştırıp masaj yaptım. İnanın gecem daha ferah geçti. Bundan sonra böyle. Bu arada belirtmeden geçmeyeyim, annelik ruhsatı adı altında 1 bardak meyve suyu hakkım var. Mümkün mertebe geç içiyorum-21'den önce elbette-, içmemeye gayret ediyorum. Bunu kitapta çok daralırsanız bir bardak su katılmış meyve suyu içip açlığınıza devam edebilirsiniz hükmünden herkese genelleyebiliriz aslında. Bu hafta Pazartesi günü spor seansım vardı akşam ve yolda iki çocukla olacağımdan kendime güvenemedim erkenden içip çıktım evden mesela. Spor yapmak belki de iyi geldi bu kadar. Lenf dolaşımının harekete geçmesi toksin atımını kolaylaştırıyor ne de olsa.. Detoksvari yazılarla yine devam edeceğim..

Kaynaklar:
1.) Gerçek Tıp, Aidin Salih.
2)https://ihyaca.wordpress.com/tag/oruc/page/3/
3)http://ramazan.risalesi.com/oruc-tutmanin-fazileti/



7 yorum:

  1. Selamlar, ben Seval Cevizci bugün uzun bir aradan sonra blog mesajlarını kontrol ederken bana ulaşmak istediğinizden bahseden yorumunuzu gördüm. Mail adresim:sevalcevizci@gmail.com hala görüşmek istiyorsanız yazabilirsiniz. Hayırlı günler.

    YanıtlaSil
  2. İngiliz tuzunu nerden temin ettiniz o kadar çok değişik marka var ki hangisi faydalıdır katkılı mıdır bilemedim. Çok kararsız kaldım yardımcı olursanız çok sevinirim

    YanıtlaSil
  3. Bahsettiğiniz doktora nerden ulaşabiliriz? İstanbulda yaşıyorum ve böyle bir hekim arıyorum yardımcı olursanız sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsedilen Dr. Merhume Aidin SALİH 2014 te vefat etti sanırım ama öğrencileri var diye okumuştum

      Sil
  4. ingiliz tuzu içmenin amacı nedir? onu içmeden direk niyet edip oruca başlansa şifa olmaz mı ? teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Açlık için faxebookta kademeli yapıyorlar birden yaparsanız zorlanırsınız (Yitik sıfayı ücretsiz bulanlar grubuna üye olun orda aşamalı bır şekilde açlığa geçiliyor önce ilk ögğb sonra bır sonra 1.5gynluk oruç sonra 3gunluk 8sevıye bu gruba bakın mutlaka

    YanıtlaSil
  6. Allah aşkına şarlatanlık bu uzak durun zararlı.

    YanıtlaSil

Bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.