10 Ağustos, 2015

Çocuklarla güneş, D vitamini ve güneşlenme saati

Bu yaz uzuuun bir tatile çıktık, aslında iş gezisi ama bize öyle geliyor. Çoluk çocuk hep beraber deniz kenarında kendine ait kumsalı olan eşyalı bir apartman diresinde idare edeceğiz birkaç ay. Bizimkilerin malum boy pos yok. Bol bol D vitamini desteği dediler atladık geldik :)
Öncelikle denize girerken nelere dikkat edilmeli, nasıl yapılmalı ve biz nasıl yapıyoruzdan bahsedeyim. Bence işin en önmli kısmı burada yatıyor. Öncelikle bulunduğunuz ilin enlem ve boylamına göre güneşlenme saatini bulmanızı tavsiye ederim. Bunu şuradan yapabilirsiniz. Ben de bulunduğum yer için yapılışını anlatacağım.
 Yaptığım adımlardan biri enlem ve boylam tespitiydi şuradan. Giresun 40.55N 38.30E koordinatlarına sahipti. Sonra USNO - Sun or Moon Altitude/Azimuth Table linkine girdim.
Şekilde görüldüğü gibi enlem boylam yaz saati bilgisini doldurdum. 5 dk lık aralıklarla listelemesini istedim. Veee sonuç:






En yüksek değerler bu tabloda. Bu tabloya göre benim çocukları denize götürmem için en mantıklı aralık 11.50-13.10 saatleri arası oluyor. Zaten biri 11 ay diğeri 3 yaş olduğu düşünülürse denizde de karada da fazla kalmamız mümkün değil :) bu arada söylemeden geçmeyeyim her mevsim her gün değişiyor bu süreler. Kışın da girip bakmak lazım.
Saat 12'de çıkmak üzere hazırlıklara başlıyoruz. 12'de plaja iniyoruz herkesin sadece mayosu üstünde bir 5 dakika kumlarla oynuyorlar asıl dönüşte oynayacaklar çünkü. Sonra deniz.. Büyüğün yüzme kollukları var kendi takılıyor yahut sırtıma biniyor birlikte yüzüyoruz.. Küçük de bazen sahilde uyuyor az denize girdikten sonra lakin çoğunlukla bizimle takılıyor. Eliyle cıp cıp yapıyor evde temizlik kovasına yaptığı gibi :) O da keyifli çok şükür ilk 3-4 gün alışamadı o kadar. Geceleri de rüyasında herhalde dalgalardan korkup hep bağırdı. O korku geçince gece bağırmalar da geçti şükür. Neyse gelelim en önemli meseleye..
Denizden çıktıktan sonra ki 15-20 dk sürüyor bizde bu fasıl her kolumda bir çocuk olunca. Plaj duşuyla bir yıkanıp açık havaya kurumaya bırakıyorum bizimkileri.. 15-20 dakika hem kuruyor hem güneşleniyorlar. Sonrasında da cilde zeytinyağı sürüyordum doktorumuzun tavisiyesiyle. Sonra emin olamadım ve arayışa geçtim, o sıra uzun zamandır aklımda olan Nerolinn markasına baktım. Başlı başına bir yazı konusu kendisi zaten. Oradan aldığım güneş kremi ve yağıyla devam ediyoruz artık rutinimize.
Onlar sıkılana yahut küçüğün uykusu bastırana kadar artık kum ve güneş ile birlikteyiz. Bol bol deniz kabuğu buluyor, denize taş atıyoruz. Bazen kumlarla şekil yapıyor, yemekler pişiriyoruz. Sıkıldıklarında eve geliyor son kumları da banyomuzda sadece duşla atıyoruz. Mümkünse sadece duş çünkü D vitamininin 48 saat boyunca emildiğini gösteren çalışmalar mevcut. Aksi de olabilir ama en kötü ihtimali düşünerek 3 günde bir şampuan ve sabun kullanıyoruz. Ne pis bir aileyiz di mi :)
Çok huylanırsam karbonat ve sirke ile yıkıyorum şahsı muhteremlerin saçını. zaten saçları kestirmiştik o yüzden bizde sıkıntı olmadı. Bugünlerde Karadeniz biraz bulutlu, istesek de tam güneşlenemiyoruz. Bazen dışarı çıkıyoruz biz de kısa mesafe yürüyüşlere. İşte böyle üç ay sürecek tatilin bir ayı bu hafta bitiyor.. Zaman demiştik değil mi zaman, ne kadar da çabuk geçiyor?


0 yorum:

Yorum Gönder

Bloguma gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.